Bu Blogda Ara

9 Şubat 2014 Pazar

Geçmiş zaman olur ki



      Bazı insanların ne olduklarını tahmin edemezsiniz; nereden gelip nereye gittiklerini de hayat yolunda... 
   
   Altı yıl öncesine gidelim şimdi; soğuk laboratuar mahzenine, Anadolu yakasının en güzel üniversite kampüsüne hem de. Birinci sınıfız daha ama dönemi yarılamışız. Konuşmayı oldukça seven hatta konuşmadan duramayan tatlı bir kadın asistan bir şeyler gösteriyor bize, birazdan uygulayacağız. Bu işlerde birtakım teknikler vardır efenim beheri şöyle sallayacaksın bilekten, tıpkı perküsyonda ses çıkarabilmen için yaptıkların gibi falan... Deney tüpüyle uğraşımızı verdikten sonra pamuk kapatmak gerekiyor ağzına fakat işte öyle bir teknik ki tabiki ilk seferde başaramadığın ama yıllarca uğraşırsan da su içmek gibi oluveren, yüzükle serçe parmağın arasında steril tutman gerektiği... Dediğim gibi beş kişilik grupta hiçbirimiz yapamıyoruz o an bunu. Vee geliyor muhteşem benzetme "Allah dağına göre kar verirmiş." Ne alaka demeyin! Bulunduğumuz fakültede neredeyse değişmez kural olan öğrencilerin %80 inin Tıp isteyip de olmayınca geldikleri bölümdeyiz çünkü ve bu işlem sonucunda orada da beceremeyeceğimize kanaat getiriyor, görüyor ki ona göre burada olmamız isabet olmuş :).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder