Bu Blogda Ara

1 Haziran 2014 Pazar

Yağmurla gelen



   "Bu yağmurlu güne en yakışanı bulduğun her öykü kitabını suya kanar gibi okuyup bitirmek bir oturuşta" diye yazmıştım yaklaşık bir ay önce Twitter'a. Doğaya ne kadar verimli olduğunu kestiremem bu yağmurların ama benim okuma saatlerime elverişli olduğu kesin. Okuduklarımı kaydetmeye yetişemedim diyeyim, siz anlayın. Şaka bir yana güzel bir öykünün tadına varınca insan yeniden yeniden başlamak istiyor bir başkasına. 


   Anlatacağım öykü kitabı uzun zamandır meslektaşım olması vesilesiyle takip ettiğim selgingb 'ye ait; İğneler. On dört öykünün her birinde bir iğne çeşidi yer almakta. Öykülerde bir kış havası bana eşlik etti yaşanmış pazar huzursuzluğuyla beraber. Çok tanıdık karakterlerle selamlaşıp, hiç rastlamadığım, bilmediğim insanları tanıyıp sayfaları çevirdim. Huyum kurusun aldığım gibi karıştırmaktan kendimi alamayıp sıra nedir dinlemeden okumaya başladım: Ses, Harita, İğde, Ayaz, Kelebek, Emekli Aylığı, Ziyaret, Dekolte, Gülru, Süt, Kar, Nasip, Guguklu Saat ve O Şarkı. Son okuduğumdan mı bilmem ama O Şarkı öyküsünün tadı damağımda kaldı...Böylece yeni bir yazar daha katıldı kitaplığıma ve ilk kitabı Lezzetli Öyküler de alınacaklar listeme :) .