Bu Blogda Ara

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Boş laf işte!


  


   Önceleri büyük söylerdim (sanki şimdi söylemiyormuşum gibi) ; "kitap okumaktan asla vazgeçmem" diye. Buralara gelmeden, hekim adaylarının olduğu platformlardan birinde fink atarken, son okuduğunuz kitap, başlığına yazılan "textbook" cevaplarına alay etme, abartılma, inek öğrenci potansiyeli muamelesi yapardım ta ki bu derde (dert dediysek, dışı seni içi beni yakar misali) düşmeden önce...

   Sonunda uzun uğraşlar sonucu ben de hekim adayı oldum. Şimdi adının ne olarak değiştiğini öğrenmek istemediğim ÖSS'ye 3 kez girdim. Tüm bunları yaşarken bile vazgeçmemiştim ki istediğim yerdeyken nasıl vazgeçebilirdim? Gel gör ki kazın ayağı öyle değildi ya da bekara karı boşamak kolaydı! 1. sınıftan 4. sınıfa kadar sanki azalarak bitti bendeki kitap okuyabilme becerisi. Her geçen yıl geçmişte kalan boş vakitlerime yanarken vicdan azaplarıma da hep yenileri eklendi; kurullar finalleri, stajlar sözlüleri kovalarken...

   Anladım ki; öğrenciyken bile (!) böyleysem, mezunken hele asistanken vay halime...

1 yorum: