Bu Blogda Ara

16 Ocak 2012 Pazartesi

Kıyafet kavgası

  
   Biz hep ne giyeceğimin kavgasını yaparız... Yok sevgilimle değil, annemle! Ben evde, yani 9 yıldır farklı şehirlerde olmanın getirdiği göçebelikle olsa gerek memleketimde, rahat şeylerle çıkmak isterim, adeta "eve geldim dur bi üstümü değiştireyim" der gibi. Onun için eşofman=ev kıyafeti olunca beraber çıkmaya hazırlanırken kızılca kıyamet kopar. Çıktığımız yerler de sanmayın Nişantaşı, Alsancak...Semt pazarı, kamu daireleri, komşu, kuaför vs.

   Geçen yaz bir gün yine kuaföre gidiyoruz. Kapıdayken baktı üstüme, artık uğraşamayacağım dercesine "ha,onu mu giydin" dedi çıktık; ben t-shirt- capri yle. Kuaför yine tıka basa dolu her zamanki gibi. Oturduk koltuklara bekliyoruz. Aldım elime dergileri, bakıyorum, bir yandan da etrafa. Böylece yaş skalası hayli geniş olan ortamda muhabbete hafif misafir olabiliyorum. Tabi bir de şık şıkırdım oturan orta yaş teyzelerin üstümü başımı süzmelerinden böyle kurtulabiliyorum.

   Kuaför ya orası, sanki dibine kadar muhabbet zorunluymuş gibi ortaya döküyorlar kirlileri. Biz annemle pek sevmediğimizden ortalık yerde dedikoduları onları dinlemekle yetiniyoruz sadece. Yaşadığım yer de pek büyük olmadığından, adı geçenlerin, orada olanların çoğunu tanıyorum aksi gibi. Hatta bir tanesi artık görüş(e)mediğimiz bir arkadaşın annesi. Başlıyorlar çocuklardan konuşmaya...Derken konu kıyafetlere vee süslenmeye geliyor. Bu arkadaşım(M.)ın annesi de kendisi de bir hayli süslüdür. Anlayacağınız, o an içimden bir ses "yandın kızım, şimdi duy da evde seyreyle gümbürtüyü" dedim:

-Ay bizim kız çok süslü valla, terlik bakıyoruz hep boncuklu,simlilere gidiyor (anladığım kadarıyla dört-beş yaşlarında kızı,şimdiden kokoşluğa başlamış).
-X'in kızı da öyle...Ama ben çok severim öyle kızları; giyinsin,süslensin. Bizim M.de öyledir, hep topuklu ayakkabılar alır (bilmem mi okula giderken de anlam veremediğim bir haldi).
-Her şeyi giysin istiyorum ben.Y'ninki ne güzel eşofman giymiş, bizimkine mümkün değil giydiremiyoruz(yandın bence sen).
-M. de hep makyajını yapar, yapmadan çıkmaz sokağa (aferin,ne kazanmış gazete almaya bile çıkarken zaman kaybından başka acaba, sormak isterdim).     
  
   İşte bizim yıllardır süren tartışmanın üzerine bal-kaymak oldu o daraldığım dakikalar, neyse ki evde bahsi bile açılmadı konunun :) . O günden sonra ne değişti peki? Kısa zaman için dışarı çıkarken rahatımdan tabiki vazgeçmedim, vazgeçmem. Anlam veremediğim; güzelleşmeye giderken neden güzel, ya da fazladan bakımlı diyelim, olunması gerektiği. Sadece yine bir gün eşofmanla bizim çarşıda arz-ı endam ederken M.(tabiki enn süslü haliyle) ve annesiyle karşılaşmamla, bu konuyu tekrar gözden geçirmem gerektiğine karar verdim o kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder